Maranki

İlk GDO’lu Ürün 1996’da Üretildi

26.02.2021 16:11
0
A+
A-

1970’lerde başlayan, 80’lerden itibaren hızlanan bitki biyoteknolojisinde genetiği değiştirilmiş ilk ürün 1996’da Amerika’da üretildi. ‘FlavrSavr’ adı verilen domates, diğerlerine göre daha uzun raf ömrüne kavuşturuldu. Domatesi, gen aktarılmış mısır, pamuk, kolza ve patates takip etti. Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılarak geliştirilmiş ‘transgenik’ ürünlerin dünyadaki ekim alanı 2007 yılı sonu itibarıyla 112 milyon hektarı geçti. Bunlar başta ABD, Kanada, Arjantin ve Brezilya olmak üzere Çin, Hindistan, Avustralya ve İspanya gibi toplam 23 gelişmiş ve gelişmekte olan ülke tarafından ekiliyor.

Yapılan bütün çalışmaların niyeti halis olsa da, sonucunda insan sağlığına zararlı bir girişim ne kadar masum olabilir?

Bu hususta ister istemez zihnimize şöyle sorular gelmektedir:

– Genetiği değiştirilmiş organizmaların gelecek yıllarda insan sağlığı üzerinde ne gibi etkileri olacaktır? Bu tür ürünler yeni hastalıkların çıkmasına sebep olabilir mi? Bu konularda ciddî araştırmalar yapılmış mıdır?

– Genetik çalışmaları başlangıçta açıklandığı gibi, yalnızca kalıtsal hastalıkların teşhis ve tedavisine imkan sağlamaya yönelik olarak mı devam etmektedir? Yoksa gizlice sürdürülen araştırma ve uygulamalar var mıdır?

– Bazı devletlerin, diğerlerine hükmedebilmeleri için, genetikteki çalışmaları gizlice insanlar üzerinde uygulamayacağını, örneğin sıcak bir savaşa bile gerek görmeden belirli uluslara ya da toplumlara ait insanların gizlice bazı yeteneklerini köreltmek veya onlara bazı davranış biçimlerini aşılamak gibi uygulamalarda bulunmayacağını kim garanti edebilir?

– Genetik yapısı değiştirilmiş, yoldan çıkan bir bakteri hastalığa yol açarsa, daha önce tabiatta hiç karşılaşılmamış olduğundan muhtemelen insan vücudunun savunmasız olacağı bu bakterinin yol açacağı hastalıktan insanlığı biyoteknoloji kurtarabilecek midir?

– Genetik yapısı değiştirilmiş bir hayvan ya da organizmanın, kısa vadede insanlar için yararlı bir potansiyel taşıyor görünse de, ileride olumsuz sonuçlar yaratmayacağından, çevreyle etkileşime girmeyeceğinden veya çok hassas dengeler üzerine kurulmuş tabiatta ekolojik dengeyi bozmayacağından nasıl emin olabiliriz?

– Gıda Katkı maddelerinden: E101Riboflavin, E150Karamel, E153Carbon black, E160Lycopene, E161Cryptoaxanthin, E306Tocopherol, E307Alpha-tocopherol, E308Gamma-tocopherol, E309Delta-tocopherol, E322Lecithin, E415Xanthan gum, E471Mono ve diglyceridler, E472Mono ve diglyceridlerin acetic acid esterleri, E473Yağ asitlerinin sucrose esterleri, E475Yağ asitlerinin polyglycerol esterleri, E476Polyglycerol polyricinoleate, E479, E491Sorbitan monostearate, E620Glutamic asit, E621Monosodyum glutamte, E622Monopotasyum glutamate, E623Calcium diglutamate, E624Mono amonyum glutamate ve E625Magnezyum diglutamate’ın çoğunluk GDO ‘lu olarak üretildiğini ithalâtçılarımızdan, gıda üreticilerimizden ve denetimle yükümlü insanlarımızdan kaç kişi bilmekte ve dikkat etmektedir? İthal edilen GDO’lu peynir mayaları ne derece kontrol edilebilmektedir?

Devamı “İnsanlığa Karşı Oynanan Stra-Genetik Oyunlar” Kitabımızda…
Kaynak: Ahmet Maranki (İnsanlığa Karşı Oynanan Stra-Genetik Oyunlar Kitabı Syf 59-60-61)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.